Berika | Konular

Berika

İnsana dair

İzmir'de gezilecek yerler

Ünlü tarihçi Heredot'un ''En yüce gökkubbenin altında ve dünyanın en güzel ikliminde kurulmuş'' sözleriyle tanımladığı İzmir ve çevresi, tatilcilerin arzuladığı tüm turizm olanaklarını barındırıyor. İzmir, Çeşme ilçesine bağlı Alaçatı beldesinde taş evleri, sokakları, sakız kokulu rüzgarıyla tatilcilere huzur vadederken, Foça ilçesinde Akdeniz foklarını izleme şansı veriyor. İzmir, kent merkezine yakın turizm beldeleri, cami, kilise, sinagogları, müzeleri, antik şehirleri, şifalı termal suları ve mutfağıyla tatilcileri çağırıyor.

Kent merkezine 35 kilometre uzaklıktaki Urla kıyıları, köyleri ve tarihiyle turistleri kucaklıyor. İskele Mahallesi'ndeki MÖ 6000 bin yılına dayanan tarihi ile Limantepe, tarihte bilinen en eski liman olma özelliğine sahip. Burada Antik Klazomenai Kenti de yer alıyor. Tarihte zeytinyağı üretimiyle önemli bir ticaret merkezi olan Urla, kültür turizminden hoşlananlar için ideal bir mekan. Yaz tatili için Urla'yı tercih edenlere, ünlü şairler Yorgo Seferis ve Necati Cumalı'nın izlerini taşıyan bu ilçede, katmer ve kabak çiçeği dolmasının tadına bakmaları önerilir.

Uşak'ın tarihi ve turistik yerleri

Ege Bölgesi'nin iç bölümünde yer alan Uşak, dünyanın paha biçilemeyen en önemli arkeolojik değerlerinden ''Karun Hazineleri'' ve ev sahipliği yaptığı ören yerleri ile kültür turizmine meraklı ziyaretçiler için eşsiz güzellikler vadediyor. İzmir-Ankara kara yolunda bulunan Uşak, komşu illeri Denizli, Afyonkarahisar, Kütahya ve Manisa'ya ortalama 90 dakika uzaklıkta. Kara yoluyla İzmir'den 3, Ankara'dan 4 saatte ulaşılabilen kente, hava yoluyla da THY'nin İstanbul'dan pazartesi, çarşamba ve cuma günleri düzenlediği tarifeli seferlerle gelmek mümkün.

MÖ 4 bin yılından itibaren ilk yerleşimlere sahne olan Uşak'ta, MÖ 2 binli yıllarda Hititler'in ve sonraları Frigler'in egemenliğinde olduğu bilinmekle birlikte, kent ve yakın çevresinde esas olarak MÖ 7. yüzyıldan itibaren hüküm süren Ion Uygarlığı'nın izleri hakim. Bu uygarlık içinde dünyada ilk kez parayı basan ve kullanan, döneminin en zengin krallığı olan Lidya Krallığı'nın MÖ 546 yılına kadar süren hakimiyetinin izleri, kent ve çevresindeki tarihi kalıntı ve buluntularda gözlenebilmekte. Kentteki bu döneme ait en önemli eserleri Uşak Arkeoloji Müzesi'nde görmek mümkün. MÖ 7. yüzyıldan itibaren bölgede hakimiyet süren Lidya Krallığı'nın, zenginliğiyle dillere destan olmuş, ''Karun gibi zengin'' deyimiyle efsane haline gelen Hükümdar Kroisos'un (Karun) paha biçilemez hazinesine bugün bu müze ev sahipliği yapıyor. Güre köyü yakınlarında 1965 yılında yapılan kaçak kazı çalışmalarında gün ışığına çıkan, daha sonra yurt dışına çıkarılan ''Karun Hazineleri'', yıllarca verilen hukuk mücadelesinin ardından 1996 yılında ABD'deki Metropolitan Müzesi'nden iadesi sağlanmıştı. Müzeyi ziyaret edenler, Türkiye'ye iade edilen 450 parçalık ''Karun Hazineleri''nin en seçkin parçalarından 300'ünü bu müzede görebilirler.

Aydın'da gezilecek yerler

Türkiye'nin en önemli turizm merkezlerinden Aydın, tatil yörelerine gitmek isteyenlerin geçiş noktasında olmasıyla dikkati çekiyor. Tarih sayfalarına ''Dağlarından yağ, ovalarından bal akar'' sözüyle geçen Aydın, verimli topraklarının yanı sıra turistik açıdan da önemli bir yer.

Antik dönemin birçok bilgin, mimar, heykeltıraşının yetiştiği Aydın'a gelenler, kentteki turlarına tarihi Tralleis Antik Kentini gezerek başlayabilirler. Aydın'dan yola çıkıp deniz keyfini yaşamak isteyenler, meşhur çöpşiş tesislerine gidebilmek için otobanın dışına çıkarak 30 kilometre ilerideki Ortaklar beldesinde kısa bir mola vermeliler. Aydın'dan yola çıkarak Kuşadası'nı gezmek isteyenlere Çamlık mevkindeki Türkiye'nin tek ''Buharlı Lokomotif Müzesi''ni görmeleri önerilir. Müzenin ardından Kuşadası'na Atatürk Yolu'ndan gidecek tatilciler, 20 kilometre sonra Türkiye'de turizmin başladığı Kuşadası'na ulaşabilir.

Denizli'nin tarihi ve turistik yerleri

Denizli, tarihi ve turistik yerleriyle tatil tercihinde bulunacaklar için zengin seçeneklere sahip.

Ege, Akdeniz ve İç Anadolu bölgelerinin kesişiminde yer alan Denizli, tarihi açıdan eski bir yerleşim merkezi. Horozlarıyla ünlü Denizli, zengin bir tarih ve kültüre sahip. Hierapolis ve Laodikeia, Tripolis gibi antik kentleri, kaplıcaları ve dünyada eşi olmayan travertenlere sahip Pamukkale ile Denizli görülmesi gereken bir turizm merkezi.

Ankara, İzmir ve Antalya gibi şehirlerin kavşak noktası olan Denizli'de tatil yapmak isteyenler için farklı alternatifler bulunuyor. Hava ve kara yolu ile ulaşımın mümkün olduğu kent, daha girişten itibaren ziyaretçileri güzellikleriyle karşılıyor.

Kara yoluyla Afyonkarahisar yönünden giriş yaparken ya da hava yoluyla gelirken ziyaretçileri ilk olarak Çardak ilçesinde yer alan Selçuklu eseri Çardak Kervansarayı karşılıyor.

Afyon'da gezilecek yerler

Türkiye'deki termal tesis yatak kapasitesinin üçte birine sahip Afyonkarahisar, sağlık ve eğlenceyi bir arada yaşamak isteyenlerin ilgi odağı oluyor. Afyonkarahisar'daki termal tesislerdeki doluluk oranı, her mevsim yüzde 60'ların üzerinde seyrediyor. İldeki termal tesisler, romatizma, eklem bozuklukları, çocuk felci, solunum yolları ve kalp hastalıklarının da arasında bulunduğu birçok rahatsızlığın tedavisine yardımcı oluyor. İkbal ve Oruçoğlu termal tesisleri, sporcu kampı ve rehabilitasyon hizmeti veriyor.

Afyonkarahisar-Eskişehir kara yolunun 20. kilometresindeki Gazlıgöl Termal Tesisleri'nde de otel, motel ve pansiyonlarda konaklama olanakları sunuluyor. Ömer Termal Tesisleri ve Gecek Termal Tesislerinde Türk hamamı ve olimpik yüzme havuzları bulunuyor. Devremülk hizmeti de verilen tesislere daha çok yabancı turistler ilgi gösteriyor. Sandıklı ilçesinde belediyenin işlettiği Hüdai Termal Tesislerinde, dünyaca ünlü çamur banyosu ve Türk hamamının yanı sıra yüzme havuzu ve spor tesislerinden yararlanılabilir. Heybeli Termal Tesisleri ise cilt hastalığı olanlar tarafından tercih edilen yerlerden.

Manisa'nın tarihi ve turistik yerleri

Tarihteki adı ''Magnesia'' olan Manisa, ''Şehzadeler şehri'' olarak da biliniyor. Manisa, sadece Osmanlı şehzadelerinin kenti olmasıyla değil, her derde deva olduğuna inanılan şifalı mesir macunu, çekirdeksiz Sultaniye üzümü, yeşil sevdalısı ''Manisa Tarzanı'' ve damaklarda unutulmaz tat bırakan kebabıyla da tanınıyor.

Merkezde ve ilçelerinde sayısız tarihi eser bulunan Manisa, Mimar Sinan'ın Ege Bölgesindeki tek eseri olan Muradiye Camisi ve Külliyesi'ne de ev sahipliği yapıyor. Mesir macunu saçımı yapılan tarihi Sultan Camisi ve Külliyesi de şehir merkezinde öne çıkan belli başlı tarihi eserler arasında yer alıyor.

Kent merkezindeki Bereket Tanrıçası Kybele, Ağlayan Kaya (Niobe), Yeni Han, Rum Mehmet Paşa Bedesteni, Manisa Kalesi ise kenti yakından tanımak isteyenlerin öncelikli olarak görmesi gereken yerler listesinde ilk sıralarda alıyor. Tarihi MÖ 8. yüzyıla kadar giden Aigai, Herodot'nun bahsettiği Batı Anadolu'daki 12 Aiol kentinden biri olarak biliniyor.

Kütahya'da gezilecek yerler

Kütahya, sahip olduğu tarih, doğa ve sağlık turizmi imkanlarıyla Anadolu'nun batısında tatilcilere önemli alternatifler sunuyor. Birçok medeniyete ev sahipliği yapan, çini ve seramiğiyle ünlü Kütahya, Frig Vadisi'nden Aizanoi Antik Kenti'ne, erken Hristiyanlık dönemine ait kilise ve şapellerden, Selçuklular'dan kalma Hıdırlık Mescidi'ne kadar birçok eseri bünyesinde barındırıyor.

İlin en önemli tarihsel yapıları, Çavdarhisar ilçesinde bulunuyor. Aizanoi Antik Kenti, Kütahya-Gediz kara yolunun 54. kilometresindeki bu ilçe sınırlarında kalıyor. Türkiye'nin en iyi korunmuş arkeolojik kalıntılarının yer aldığı Roma kenti Aizanoi, MÖ 2'nci yüzyıla ait olmasına rağmen hala ayakta kalan yapılarıyla dikkati çekiyor. Antik kentte, Zeus Tapınağı, iki agora, termal gymnasium, tiyatro ve buna bitişik stadyum, hamamlar, sütunlu cadde, Kybele kutsal alanı, köprüler, nekropol, kanal ve su yolları gibi önemli yapılar mevcut.

Muğla'da gezilecek yerler

Doğal güzellikleri ve binlerce yıllık tarihi geçmişe sahip Muğla, deniz ve güneşinin yanı sıra su sporlarıyla da yerli ve yabancı turistlere güzel bir tatil imkanı sunuyor.

Milas - Bodrum veya Dalaman Havalimanı'ndan indikten sonra kara yoluyla ulaşılabilecek yayla konumundaki Kavaklıdere ilçesi, yemyeşil bitki örtüsü, doğal su kaynakları ve manzarasıyla yayla turizmi için ideal bir yer. Aydın-Muğla kara yolundan Yatağan yakınlarındaki Kavaklıdere'ye sapıldığında, Derebağ köyündeki Karia ve Roma dönemlerine ait amfitiyatro ve heykellerin bulunduğu Hyllarima Antik Kenti'ni ve Sarıyayla köyündeki tiyatro, sunaklar ve mezarların bulunduğu antik yerler gezilebilir.

Ege adalarından gelerek Ionya'nın güney kıyılarına yerleşen Dorlar tarafından kurulan Datça, çok eski bir tarihe sahip. Şehirde Apollon ve Venüs adına yapılmış çeşitli mabetler, büyük tiyatro, oyun ve toplantı yerleri bulunmakta. Nem oranı az havası ve şifalı sularıyla Datça, mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir yer.

Ege Bölgesi ve Özellikleri

85.000km2 dolayındaki yüzölçümüyle Türkiye topraklarının yaklaşık %11’ini kaplayan, kuzeyde Marmara Bölgesi’ne, doğuda İç Anadolu Bölgesi’ne, güneydoğuda Akdeniz Bölgesi’ne komşu olan bölgemiz batıda da Ege Denizi’yle çevrilidir (adını komşu olduğu denizden alır). Marmara Bölgesi’yle olan sınırı batıda Baba Burnu’ndan başlayarak Edremit Körfezi’nin kuzeyinde yükselen Kaz Dağı’na uzanır. İç Anadolu Bölgesi’yle olan sınırı ise İnönü’nün güneybatısından başlayıp Sultan Dağları’nın kuzey ucuna ulaşır. O noktadan başlayarak Ege Bölgesi Akdeniz Bölgesi’ne komşu olur ve bu bölgeyle olan sınır ise Köyceğiz Gölü’nün batısına kadar uzanır.

Ege Bölgesi asıl Ege ve İçbatı Anadolu olmak üzere iki bölüme ayrılır. Ege Bölümü’ndeki illerimiz; İzmir, Manisa, Aydın, Denizli,Muğla
İçbatı Anadolu’daki iller; Uşak, Kütahya, Afyon’dur.

NÜFUS
Ege Bölgesi sık nüfuslanmışır. 1990 sayımına göre bölge nüfusu 8.2 milyondur. Nüfus yoğunluğu bakımından Marmara Bölgesi’den sonra ikinci sırada yer alır. Bölge nüfusunun yarısından çoğu kentlerde yaşamaktadır.

Denizli Pamukkale'de Tatil

TARİHÇESİ
Denizli’nin kuzeyinde yer alan ve antik kent Hierapolis ile iç içe olan Pamukkale, kent merkezine 20 kilometre uzaklıkta. Bergama Kralı II. Eumenes tarafından M.Ö. 197 yılında kurulan, adını da Amazonlar Kraliçesi Hiera’dan alan Hierapolis, aynı zamanda “kutsal kent” olarak anılıyor. Hz. İsa’nın havarilerinden St. Philip’in burada öldürülmesi ve onun adına anıt mezar yaptırılması, Hierapolis’in inanç turizmi açısından da öne çıkmasını sağlıyor.

Apollon Tapınağı, St. Philip Martyriumu, Antik Tiyatro, Roma Kapısı, Kuzey Bizans Kapısı, Agora, bugün müze olarak kullanılan Roma Hamamı, su kanalları, Direkli Kilise ve nekropoller, Hiearapolis’teki başlıca tarihi yapılar. Bu yapıların bir bölümü İtalyanlar tarafından 1957 yılından bu yana sürdürülen kazılarda ortaya çıkarılmış durumda. Yine kazılarda bulunan tarihi eserler, Hierapolis Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor. Pamukkale’nin batısında yer alan ve 3 yıldır kazı çalışmaları yapılan Eskihisar Köyü yakınlarındaki Laodikya, Buldan İlçesi’ne bağlıYenicekent yakınlarındaki Tripolis, Honaz İlçesi yakınlarındaki Colossea, Lycus Vadisi olarak anılan bölgedeki diğer antik kentler.

Pamukkale Hierapolis Antik Kenti

Hierapolis, Kutsal Şehir anlamına geliyor. (Yunancada: Ιεράπολις), Antik Kent Denizli Pamukkale yakınlarındadı. Milattan Önce 190 yılında II. Eumenes tarafından kuruldu. Milattan Önce 2. yüzyılda Roma egemenliğine giren şehir en iyi dönemini bu zamanlarda yaşadı ve depremlerle yıkıldıktan sonra tamamen Roma mimarisiyle bezendi. İsa’nın havarilerinden Aziz Filipus‘un burada öldürülmesi şehre dini bir önem de kazandırmıştır. MS 395′te Bizans‘ın daha sonra 1210′da Anadolu Selçukluları’nın sınırları dahilinde kalmıştır.

Tedavi amacıyla da kullanılan Pamukkale yeraltı suları (travertenler) sayesinde tarih boyunca turist çekmiştir.

Hamam, yolcuların yıkanarak şehre girmeleri için şehrin dışına inşa edilmiştir.
Tiyatro kapasitesinin 9.500 kişi olmasından dolayı şehir nüfusunun 95.000-100.000 arasında olduğu tahmin edilmektedir.

Mitoloji ve masalın buluştuğu kent: Denizli

Bembeyaz travertenleriyle dünyada benzersiz bir masal dünyası yaratan Denizli, yalnız Pamukkale'siyle değil, kırmızı travertenleri, yer altı mağaraları ve antik dünyaya hükmetmiş tarihi kentleriyle turizmde keşfedilmeyi bekliyor.

Suyun toprağı kırmızı-beyaza boyadığı, bin yıllardır uygarlıkları besleyen bir memleket Denizli...

Bugün daha çok bembeyaz travertenleriyle dünyaca tanınan Denizli, aslında, turistlerin görmek için farklı destinasyonlarda gitmesini gerektiren birçok güzelliği tek bir yerde sunuyor. Denizli, bir yanda Hierapolis, Laodikya, Tripolis ve Tabea antik kentleri, bir yanda ''yer altındaki Pamukkalesi'', bir yanda kuş cenneti Işıklı Gölü, bir yanda da dokuma kültürünün ''başkenti'' olmasıyla turizmde potansiyel merkezlerden biri olmaya aday...

Denizli, güzellikleri keşfedildikçe, arkeolojiden tarihe, termal turizmden doğaya, masal dünyası ile gerçeğin birleştiği başlı başına bir turizm şehri olmaya doğru ilerliyor.

Ege Bölgesi Yeryüzü Şekilleri

Ege Bölümü’nde başlıca dağ sıraları ve bunları birbirinden ayıran vadi olukları, doğu-batı doğrultulu çukurluklar oluşturur. Bu çukurluklar, aralarında kalan doğu-batı doğrultulu yüksek kütlelere dağ sıraları görünümü kazandırır. Çukurlukların batı uçları yakın bir dönemde deniz basmasıyla koy ya da körfez biçimini almış ama daha sonra kısmen ya da tamamen alüvyonlarla dolmuştur ve parçalı bir yapı gösterir. Yer yer 2000m’yi geçen dağ kütleleri görülür. Bunlar İçbatı Anadolu’nun 1000m’yi geçebilen düzlüklerinden daha alçak olan Ege Bölümü’ndeki ovalar üzerinde heybetli bir görünüm kazanır.

Ege Bölgesi’nde yerin temelini jeologlaron Menderes Masifi adını verdikleri Saruhan-Menteşe eski kütlesi oluşturur. Paleozoyik zaman ortalarında kıvrılmalara uğramış daha sonra aşınarak düzleşmiş olan bu eski temel, Tersiyer Dönem içinde yeniden yer hareketlerine uğrayınca, bir daha kıvrılamayıp kırılmıştır. Belli kırık çizgileri boyunca bazı parçaların çökmesiyle sözü edilen oluk biçimli çukurlar (graben) ortaya çıkmış, bunların arasında da sert ve kristalli kayaçlardan oluşan eski dağ kütleleri (horst) yükselmiştir. Bu eski kütle yeniden kıvrılmamakla birlikte, çevresinde biriken deniz dibi tortulları kıvrılırken onlara kalıp olmuştur.

Travertenleri, horozuyla ünlü: Denizli

Gezimizi yılın her mevsimi gidilebilen özelliklere sahip gözde turizm merkezlerinden biri olan Denizli iline yapıyoruz. Duraklarımız arasında travertenleri ile ünlü Pamukkale, ona komşu bir başka kaplıca köyü Karahayıt, antik kentler Hierapolis, Leodikeia, Şelalesi ile ünlü adını duyuran Güney, mağara içine saklı trevertenleri ile Kaklık Mağarası ve bir eşi daha olmayan Mantar Restoran bulunuyor.

Denizli denince akla ilk gelen hiç şüphesiz üç dakika nefes bile almadan ötüp sonra da baygınlık geçirererk sırtüstü düşen Denizli horozu olsa gerek, kent merkezinde heykelleri dikilen Denizli horozları bir yana, eşsiz olduğu kadar büyüleyici güzellikteki travetenleri ile ünlü Pamukkale ülkemizin en çok ziyaret edilen turizm yörelerinin başında geliyor. Kalsiyum oranı yüksek şifalı sularıyla dünyanın gözbebeği olan 2 bin yıllık antik kent yaz aylarında olduğu gibi kışın da turistlerin ilgi odağı olmaya devam ediyor. Bazı bölümleri yeteli suyu alamama nedeniyle sararma tehlikesine karşı yaya dolaşımına kapatılan ve çevresindeki otelleri yıkılar Pamukkale da suyun diğer bölümlere yönlendirilmesi ile günümüzde yeni traverten setleri kazanılması yoluna gidiliyor.

Denizli'nin Ünlüleri

MERKEZ EFENDİ :
Kanuni döneminin ünlü bilginlerinden ve evliyalarından olan Merkez Efendi, Kütahya ilinin (Germiyan) Denizli ilçesinin Sahranlı ve başka bir rivayete göre, bugünkü Buldan ilçesinin Sarımahmutlu köyünde 1460 yılında doğdu. Babası Kılıçoğlu Muslihiddin, dedesi ise Haydar'dır. Eski nüfus kayıt sistemine göre künyesi (Ebutaki) dir. Aile seceresi (ağacı) Selçuklular sonrası Germiyanoğulları Beyliğini kuran seçkin bir Türkmen boyuna uzanır. Asıl adı Musa olan (Merkez Efendi) lakabıyla ün kazanmıştır.

İlköğrenimi doğduğu yer olan Denizli'de yapmıştır. 15 yaşında iken Bursa'ya giderek Veliyyüddin medresesine girmiştir. Orada babasının yakın dostu, devrin ünlü bilginlerinden Hızır Beyzade Ahmet Paşa'dan ders aldıktan sonra 15 yıl öğrenim görmüş ve Medreseden üstün başarı ile diploma almıştır.