Berika | Konular

Berika

İnsana dair

Bir biyolojik silah olarak botoks!

Kadınların güzelleşmek için büyük rağbet gösterdiği botoks, bugünlerde ABD güvenlik güçlerini fazlasıyla endişelendiriyor. Teröristlerin botoksu bir silah olarak kullanmayı planladıkları belirtiliyor.

Kırk yıl düşünülse, kimsenin aklına gelmeyecek bir fikir teröristlerin aklına gelirse ne olur? Örneğin herkesin güzelleşme aracı olarak gördüğü botoksu bir silah olarak kullanma fikri gibi...

Hem üretmesi kolay hem de internet üzerinden, Çek Cumhuriyeti, Çin ya da başka bir ülkedeki yasadışı bir laboratuardan kolaylıkla temin edilebilen bir madde olan botoksun terörist amaçlar doğrultusunda kullanılma ihtimali, özellikle Amerikan güvenlik birimlerini bugünlerde kara kara düşündürüyor.

Botoks ve güzellik

Botoks, alındaki ya da göz kenarındaki kırışıklıkların giderilmesi gibi çok farklı alanlarda kullanılabiliyor. Yani güzelleşmek ve genç görünmek için son yıllarda giderek artan oranda kullanılan bir madde. Bilimsel bir şekilde ifade etmek gerekirse, clostridium botulinum adlı bakteriden elde edilen bir toksin. Sinir uçlarında iletimi sağlayan maddelerin salınımını engelleyip, sinirler ile sinirlerin ulaştığı organlar arasındaki iletimi durdurarak etkisini gösteriyor.

HAZRET-İ FÂTİH, ŞÂİRLER VE İLİM ERBÂBI

İlim ve tasavvuf erbâbının, şâirlerin ayrı bir yeri vardı Hazret-i Fâtih (k.s)'in yanında. Onları çok sever ve sayar, daima yanında görmek ister ve himâye ederdi. İşte bunlardan biri de Molla Abdurrahman Câmi (k.s.) hazretleridir.

1472 yılında hacca gittiğini öğrenince, dönüşte İstanbul'a uğraması için Hoca Atâullah Kirmânî hazretlerini beş bin altın hediye ile Halep'e göndermişti. Ne var ki Kirmânî (rh.) Halep'e ulaştığında, Molla Câmi hazretleri oradan ayrılmış olduğundan bu dâvet kendisine ulaştırılamamıştı.

İbrahim Saraçoğlu'ndan kışa özel kürler!

Sebze yemekleri sağlıklıdır. Sebze kürleri ise şifa kaynağıdır. Kemik erimesi, prostat, gut ve yüksek tansiyon şikayetiniz varsa, taze sebzeler sayesinde ağrılarınızdan kurtulabilirsiniz

PROF. DR. İBRAHiM SARAÇOĞLU

Pırasa, brokoli, karnabahar, lahana, kereviz, ıspanak. Hiçbiri bir diğerinin yerini dolduramaz. Bu sebzelerin yemeklerini yaptığınızda sağlıklı beslenirsiniz. Ancak sebzelerin şifa dağıtan gücünden faydalanmak için mutlaka kürlerini uygulamalısınız.

Sebzeyi pişirirken, ilave ettiğiniz tuz, salça, baharat ve yağ, yemeğinizi damak tadınıza uygun hale getirir. Fakat bu ilaveler sebzenin kür amaçlı kullanılmasına engeldir.

Çünkü pişirme sırasında, sebzelerin kimyası büyük ölçüde değişikliğe uğramaktadır. Yazı dizimizin ikinci bölümünde, siz değerli okuyucularıma bazı kış sebzelerinden nasıl kür yapılacağını ve bu kürlerin nasıl uygulanacağını anlatmaya çalışacağım.

BEYAZ LAHANA

Üzerinde en çok araştırma yaptığım sebzelerdendir. İnsan vücudunun değişik organlarında, yağ dokusunda ve hücre zarında biriken toksinleri (zehirli kimyasallar) vücuttan atmanın en iyi yolu, beyaz lahana kürüdür. “Toksinlerin kaynağı nedir?” sorusunun cevabı oldukça basit.

DOKUMACI KUŞLAR

Afrika\'ya, Hindistan\'a, Avustralya\'ya ve civarın-daki adalara yayılmış olan bir grup kuşa «dokumacı kuşugiller» adı verilir.

Çünkü bu kuşlar, adlarından da anlaşılacağı gibi, gerçekten dokurlar ve bu sanat-larıyla kendilerine olağanüstü kusursuz yuvalar inşa ederler.

ESKİ (MEZ) YAZI

İslâm harfleri, yani medeniyetimizin yazısı sahipsiz kalmıştır. Latin harfleri bambaşka bir medeniyete ait olduğu halde, sanki bin senedir kullanılan yazı oymuş gibi kabul edilmiş görünüyor.

Kimse hatırlamıyor bile, milletimizin Kur'ân yazısı diye yücelttiği muhteşem ve mübârek yazımızı... Bir an unutmaması gerekenler bile, bir saniye dahi hatırından çıkarmaması lâzım gelenler bile, her zaman akılda tutması şart olanlar bile, derin bir kış uykusunun gafletiyle unutmuş ve hatta terketmiş görünüyorlar.

BEŞ ŞEHİR'DEN

...Cedlerimiz inşâ etmiyorlar, ibâdet ediyorlardı. Maddeye geçmesini ısrarla istedikleri bir ruh ve îmânları vardı. Taş, ellerinde canlanıyor, bir ruh parçası kesiliyordu. Duvar, kubbe, kemer, mihrap, çini, hepsi Yeşil'de duâ eder, Muradiye'de düşünür ve Yıldırım'da harekete hazır, göklerin derinliğine susamış bir kartal hamlesiyle ovanın üstünde bekler. Hepsinde tek bir ruh terennüm eder.

HAT SANATININ BÜYÜK ÜSTÂDI AHMED KARAHİSÂRÎ

Ahmed Karahisârî, Türk hat tarihinde üstadlar arasında sayılan meşhur hattattır. Osmanlı Devleti'nin en parlak devrinde (Sultan İkinci Bâyezid, Yavuz Sultan Selim ve Kânûnî Sultan Süleyman devri) yaşamış ve doksan yaşında 1555 târihinde vefât etmiştir.

Bu devir Türklerin İslâm harflerini kendi üslûp ve karakterlerine göre yazmaya çalıştıkları devirdir. Bir tarafta Sultan Bâyezid'in şehzâdeliği devrinde Amasya'da tanıdığı ve pâdişâh olduğu zaman bütün âilesiyle İstanbul'a getirttiği Şeyh Hamdullah, diğer tarafta Karahisârî Ahmed.

FETİHTEN SONRAKİ İSTANBUL

Çocuk yaşlarından başlayarak, fevkalâde bir tâlim ve terbiye sistemi ile her sahada iyi yetişmiş olan Fâtih Sultan Mehmed Han, "şehircilik" mevzuunda da derin bir bilgi ve kültür birikimine sahipti. Fethettiği İstanbul şehrinin îman için ilk ve âcil tedbirler olarak şunları yaptı:

1. Şehirde boş olan yerlere Anadolu'dan ve Rumeli'den gelen insanlar yerleştirildi.
2. ilim, bilgi, sanat ve tecrübe sâhibi olanlar, şehre getirtildi.
3. Ayasofya Külliyesi (Medresesi) kuruldu.
4. Zeyrek Külliyesi (Medresesi) kuruldu.

EBRU

Türk Güzel Sanatlarından bîr Çeşit kâğıt Bezeme, süsleme sanatı. Bir zamanlar ülkemizde çok yaygın olan bu sanat, günümüzde diğer klasik Türk sanatları gibi unutulmaya yüz tutmuştur.

Kitap sanatlarımız içerisinde (Hatt, tezhip, minyatür, cilt) seçkin bir yeri olan ebrû; Farsça «kaş» mânâsına geldiği gibi, «yüz suyu, namus, şeref» karşılığı terkiplerde de gösterilir. Çağatayca «bulut gibi» demektir ve buluta benzemektedir;

Cilt Bakımı Nasıl Yapılır?

Rüzgar ve soğuktan yıpranan cildini koruma altına alman gerek!

Ölü hücrelerle hemen vedalaş

Yüzüne doğal yolla peeling yapmak istiyorsan, üzüm maskesi tam senlik. Nasıl mı yapacaksın?

Üzümlerin kabuklarını soyarak çukur bir kaseye al ve çatalla ezerek püre haline getir. Fazla suyunu süz ve posasını temizlenmiş cildine dairesel hareketlerle masaj yaparak sür. 20 dakika bekleyip yıka.

Sivilcelerle savaş

Yüzündeki sivilcelere çok iyi gelecek bir karışım biliyoruz!

2 limonun kabuğunu soyup kabuklarını 2 çorba kaşığı suyun içinde 3 dakika beklet. Sonrasında robotta püre halinde getir ve canlandırıcı maske olarak kullan. Temizlenmiş cildine pamukla sürüp birkaç dakika beklet. Ilık suyla yıkayıp havlu ile kurula ve ardından günlük nemlendiricini uygula.

Bakım yap

2 yumurta akını 1 çorba kaşığı tozşekerle kar haline gelene kadar çırp. Hazırladığın bu karışımı temizlenmiş cildine pamukla masaj yaparak sür. 15 dakika bekleyip ılık suya batırılmış pamukla temizle ve ılık havlu ile kurula.

Bir Kadının Evde Geçen Yirmidört Saati

Hanımların sık sık maruz kaldığı bir söz var. Hani, beyler, işleri yolunda olmadığı zamanlar bu silâhı sıkça kul­lanırlar;

"Hanım, bütün gün evdeydin! Ne yaptın?" derler.

Şu, bütün gün evde rahat rahat oturan, hiçbir iş yapma­yan ev hanımlarına bakalım, neler yapıyorlarmış. Kim bilir, beyler belki bundan sonra artık bu sözü kullanmaktan vaz­geçerler, belli mi olur?

* * *

Diyelim ki kadın kahramanımızın üç çocuğu var...

Sabah saat 6, bebeğin mama saati. Yedir, altını değiştir derken saat 7 olmuş. Oğlunun kalkma saati. Bebeği yatağına bırakıp oğlunun odasına koşuyor. Onu yedir, okula hazırla derken saat 7:30 olmuş. Servis kapıda: "Hay Allah, bugün de geç kaldık!"

İlk kime söylersiniz?

Türk Philips'in üst yöneticisi (CEO) ve Philips Sağlık Türkiye Genel Müdürü Willem Rozenberg, “Kanser teşhisi konması durumunda, bunu ilk olarak eşleriyle paylaşacağını belirten kadınlar, televizyon programlarını ve uzman doktorları bilgi kaynaklarının başında görüyor” dedi.

Bugün düzenlenen basın toplantısıyla, 12 şehirde 400'den fazla kadının katılımıyla, kadınların mevcut sağlık durumlarının ve meme kanserine yönelik farkındalık düzeylerinin tespit edilmesi için yapılan araştırmanın sonuçları açıklandı.

Toplantıda konuşan Rozenberg, kadınların sağlık hizmetleriyle ilgili kararlarda ve harcamalarda etki sahibi, sağduyulu ve seçici olduğunu belirterek, “Bunun yanı sıra kadınlar, sağlık hizmetlerinin esas müşterileridir” dedi.
Rozenberg, “Bunun nedeni sadece karmaşık sağlık yapılarına sahip olmaları değil, aynı zamanda genellikle aile fertlerinin sağlık durumlarını da yönetmeleridir” diyerek, kadınların erkeklere göre daha uzun yaşadığını ve hayatları boyunca sağlık kaynaklarını daha fazla tükettiklerini vurguladı.

Araştırmanın, Türkiye'deki kadınların sağlık alanında yaşadığı sorunların, beklentilerin anlaşılmasını sağladığını ve bu kapsamda ihtiyaçlarının doğru biçimde tespit edilmesine faydalı olacağını belirten Rozenberg, kadınların, sağlıklarını ve yaşam kalitelerini iyileştirmek için büyük bir sorumluluklarının olduğunu kaydetti.

Saçın katili boya

Kozmetik markası Babe'nin CEO'su Vicente Ruiz Baixauli, saçlara en çok boyanın zarar verdiğini söylüyor: "Bu, organik boyalar için de geçerli. Jöle ve köpük gibi şekillendiriciler ise deriye temas etmediği sürece saça fazla zarar vermez

Ünlü İspanyol kozmetik markası Babe'nin CEO'su Vicente Ruiz Baixauli, geçtiğimiz günlerde markanın yenilenen saç bakım serisinin tanıtımı için İstanbul'daydı. Saç dökülmesinden kepek sorununa, yağlı saçlardan kuru saçlara kadar her tür saç problemine çözüm sunmaya çalışan bu ürünler, doğal PH oranına sahip. Baixauli, bu serinin en önemli özelliğinin saç ve saç derisine zarar vermeden temizlemesi ve aynı zamanda da beslemesi olduğunu söylüyor. Baixauli saç bakımıyla ilgili merak edilen konulara da açıklık getirerek, sağlıklı saçlara sahip olmak için nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlattı...

Mihrimah Sultan Kimdir


Mihrimah Sultan, (1522–1578) Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan’ın tek kızı ve 16. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu‘nun yönetiminde önemli bir rol oynamış bir padişah kızı sultan.

Kadınlar ne ister, Erkekler ne anlar?

TİMSAHLA filin dillere destan evliliğini duymuşsunuzdur belki. İki sevgili evlendikten sonra, birbirlerine kendileri için “en değerli” olanı verme yarışına girerler. Timsah gölden en güzel balıkları çıkarıp sevgilisi file ikram eder. Fil de pek sevdiği yeşil yapraklarının en tazelerinden çırpıp sevgilisinin önüne atar. Fakat sonuç hüsrandır. Otçul olan fil için balıklar, etçil timsah için de tazecik yapraklar hiç de değerli değildir. Çift, sonunda anlar ki, herkesin kendisi için “en değerli” olanı vermesi iyi niyetli ancak teknik olarak yanlış bir davranıştır; hem iyi niyetli hem de teknik olarak doğru davranış eşi için “en değerli” olanı vermektir. Sonuç olarak, fil timsaha hortumuyla tuttuğu ve zaten yemeyeceği balıkları, timsah da gölün dibinden kopardığı ve zaten sevmediği tazecik yosunları vermeye başlar. Mutlu olurlar; çünkü birbirlerini anlamaya vakit ayırmışlardır. İkisi de “Ben elimden geleni yapıyorum ya!” savunmasına girmemiştir.

Bu kısa meseli yabana atmayın. En az fil ve timsah kadar yabancıyız birbirimize. Erkeklerin kadınların ne istediği konusunda teknik ve detaylı çalışmalara ihtiyacı var. Kadınların da hiç şüphesiz erkeklerin ne istediği üzerine kafa yormaları gerekiyor.

Evlilik terapistlerinin kendilerine boynu bükük gelen çiftlere hatırlattığı detayı bir de burada hatırlayalım: “Kötü olan siz değilsiniz; kötü olan ilişkiniz.” Yani, iyi insanlar da olsanız kötü bir ilişki kurabilirsiniz. Kötü bir ilişki içinde de olsanız, hâlâ iyi birer insan olmanız mümkündür. Böylece çiftlerin biraz olsun başları omuzlarının üzerinden uzaklaşır, biraz daha ümitle bakarlar soruna.