Berika | Konular

Berika

İnsana dair

Geçmiş, Günümüz ve Sağlık

Geçmişte sağlığın tanımı; hastalıklardan uzak olma diye ifade edilirdi. 1900lerin başında ölümlerin büyük bir kısmı bakteri ve virüslere bağlı enfeksiyon hastalıklarından kaynaklanırdı.Ve o dönemde insanların ortalama yaşam süreleri 50 yaşın altındaydı.

20. yy sonlarında tıp biliminin ilerlemesi ile enfeksiyonel hastalıklarda önemli azalma, tedavi yöntemlerinde de büyük gelişmeler olmuştur. Sonuçta da hastalıkların birçoğundan korunabilir hale gelinmiştir.

HAREKETSİZLİK VE BUNDAN OLUŞAN PROBLEMLER

Bu durumun ve içinde bulunduğumuz koşulların kaçınılmaz sonucu olarak, hareket azlığına bağlı sağlık sorunları belirmeye başlamış ve hareketsizlik insanı tehdit eden, yaşamı riske atan bir etken durumuna gelmiştir. Bu riskin ne kadar büyük ve hareketsizliğin ne denli sakıncalı olduğunun en çarpıcı örneğini uzun süre yatağa bağlı kalmak zorunda kalan hastalarda görmek mümkündür. Daha ilk günlerden itibaren bu kişilerin hemen tüm sistemlerinde gerilemeler olmakta bedensel çöküntüyü kısa bir süre sonra ruhsal çöküntü devresi izlemektedir.

HAREKETSİZLİK VE MEYDANA GELEN HASTALIKLAR

İnsan vücudu doğuştan gelen özeliklerinden dolayı sürekli hareket etmek ihtiyacındadır. Diğer tüm canlılarda olduğu gibi insanlar çetin doğa koşulları ile mücadele edecek, kendini savunabilecek, en güç durumlarda dahi ihtiyaçlarını sağlayabilecek bir yapıya sahiptir. İçinde bulunduğumuz yüzyıla gelinceye kadar bu yapının gereği olarak insanlar sürekli hareket halinde olmuş, pek çok işi yerine getirmek için kas gücünü kullanmak zorunda kalmıştır. Ancak, 19. yüzyılın sonlarıyla 20. yüzyılın başlarında mekanik ve elektrik enerji sistemlerinin çok kısa zamanda büyük gelişme göstermesi ve

Niçin Kilo Alırız?

Kilo almamızın nedeninin besinlerde bulunan enerji olmadığını bilmemiz gerekir. Besinlerin doğasında glikoz, lipit, protein, vitamin, lifler, mineral tuzlar ve eser-elementler gibi besinsel içerikler bulunur.

Bu nedenle şişmanlamanın sebebi sadece yanlış beslenme ile sınırlandırılmamalıdır. Kilo almanın sebeplerini şu başlıklar altında toplayabiliriz:

• Kötü beslenme,

Kilo ve Egzersinin Yararları

Bazal metabolizma oranlarında (BMR) kişiden kişiye değişme göstererek şişmanlığı belirleyen en önemli etkenlerden biridir. Bazal metabolizma ; yaş, cinsiyet, kas kütlesi, kişinin aktivite düzeyi, uyku durumu ve genetik yapısına bağlı olarak değişiklikler gösterir.

25 yaşın üzerindeki bireyler için her 10 yıllık süre, enerji gereksinimini %4 kadar düşürmektedir. Yapılacak şey ise ya alınan kaloriyi azaltmak ya da egzersizle fazla kaloriyi harcamaktır. Bir çok araştırmacı enerji alımının kısıtlanmasını kilo kontrolünde en etkili yöntem olarak savunmaktadır.

Hareketsizlik ve Kroner Kalp Rahatsızlıkları

Kroner kalp hastalığı (KKH) genellikle kalp kaslarını besleyen büyük arterlerin iç kısımlarında oluşan dejeneratif değişmeleri içerir. Bu değişme kanın damarlardan akışıyla gittikçe azalması ve kan akışındaki bu azalma sebebiyle O2 kullanımının zayıflaması “Ischemıc“ oluşturur. Bu da miyokard enfarktüsüne sebep olur. Damarların tıkanması bazen küçük damarlarda meydana gelir. Böylece kalp kasının bir kısmı ölür. Buna kalp krizi veya miyokard enfarktüsü denir.

Kroner Kalp Krizi ve Riskleri

Elde edilen anlamlı bilgiler kalp krizinin dinamiğini ve tabii tarihçesini oluşturmuştur. Değişik kişisel farklılıklar, çevresel faktörler ve KKH ye karşı bireysel birçok hassasiyet 30 yaşın üzerinde belirlenmiştir KKH yi etkileyen bir çok özellik liste olarak çıkarılmıştır.

1. Yaş ve cinsiyet

2. Kandaki lipit düzeyi

3. Yüksek kan basıncı

4. Sigara

Hareketsizliğin Kalp Dolaşım Sistemine Yaptıgı Etki

Egzersizler düzenli ve bilinçli bir şekilde yapıldığı takdirde; KKH riski azaltılabilir. Buna göre;

Ø Egzersiz ile kronik olarak gelişen miyokard dolaşımı ve metabolizmanın gelişmesi hypoxic stress (O2sizliğin gerilimde) kalbi koruyabilir; Bu kullanılan damarların artmasını içerir, aynı zamanda kardiak glikojen depoları ve glikolikit kapasite temel olarak artar. Kalbe oksijen temini tehlikeye girdiği zaman bundan yararlanılabilir,

Yaşlılığa Genel Bakış

Yaşlılık kaçınılmaz ve geri dönülmez bir süreçtir. İnsanın yaşam evresinde doğumla başlayıp ölümle son bulması Cenabu Hakkın evrensel bir olgusudur

YAŞLANMA

Biyolojik Yaşlanma KronolojikYaşlanma
Bedensel yaşlanma
Sosyal yaşlanma
Ruhsal yaşlanma
Entelektüel yaşlanma

Yaşlanma Sürecini Neler Etkiler?

Birinci faktör kalıtımsal nedenler ve hayat tarzıdır. Genetik unsurlar kontrolümüz dışındadır. Bununla birlikte yaşam tarzını kontrol edebiliriz. Sağlıklı bir yaşam tarzı fonksiyonel işlevlerin kaybının yavaşlamasına neden olur. Hatta egzersizle doku ve hücrelerin işlev kaybının normal hızının yavaşlaması mümkündür. Bununla birlikte sağlıksız bir yaşam tarzı yaşlanma işlemini hızlandırabilir. Sağlıksız yaşam tarzı alışkanlıklarına şunları örnek verebiliriz. Aşırı güneş ışınlarına maruz kalma sonucu deri yaşlanmasında hızlanma, sigara kullanımı sonucu akciğer kapasitesinin kaybının hızlanması ve düzenli egzersiz eksikliği sonucu fiziksel iş kapasitesinde azalma.

AKTİF YAŞAMIN SAGLIĞIMIZA ETKİLERİ

Yaşamın kuralı olarak doğduğumuz andan itibaren ölüme doğru yaşlanırken, organizmamızdaki değişiklikler nedeniyle gücümüz, dayanıklılığımız ve yaşam kalitesi ile ilgili daha birçok özelliğimiz gerilemeye eğilim göstermektedir. Genç yaşlarda hastalıklara karşı dirençliyizdir, otobüse yetişmek için koşabiliriz, asansörü beklemek yerine merdivenlerden çıkmayı yeğleyebiliriz.

''sıfır beden''ve sonuçları

Uzmanlar bir tehliaaae dikkat çekiyor: "Sıfır beden olma isteği beden imaj bozukluğu olabilir. Bu bozukluğa yakalanan kişide kilo kaybetmenin sınırı yoktur" Ondokuzmayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Karacalar son günlerde çok tartışılan "sıfır beden"in beden imaj bozukluğundan kaynaklanabileceğini belirterek bu bozukluğa yakalanan kişide kilo kaybetmenin sınırı olmadığını söyledi.

Mutluluk ve Gizli Sırrı!

Mutluluk nedir? Nasıl mutlu olunur? Mutlu olmak için neler yapmalıyım? Benzeri sorular insanların kafalarını binlerce yıldır sürekli olarak kurcalamaktadır ve bu konuda herkesin çok farklı düşünceleri olduğu bilinmektedir.
Mutluluğun belki de en sade tanımı; kişinin kendini iyi ve huzurlu hissetmesidir. Yani olumlu duyguların olumsuz duygulara göre daha fazla yaşanmasıdır.

mutluluk sizce nerde?

Ailesini ve kendisini seven hiç kimsesi olmayan bir yetim kızla ilgili çok güzel bir masal vardır. Kendini çok ama çok üzgün ve yalnız hissettiği bir gün çayırda yürürken bir çalıya küçük bir kelebeğin takıldığını görür.
Kendini kurtarmak için çabaladıkça dikenler onun narin bedenini daha çok hırpalar. Küçük yetim kız dikkatle kelebeği kurtarır. Uçup gitmek yerinekelebek güzel bir periye dönüşür. Kız

Sınav Kaygısı ve Başa Çıkabilmek...

Sınav Kaygısı Nedir?
Beklenen sınavlardan kaynaklanan stresin doğurduğu karmaşık fizyolojik ve duygusal tepkilerdir.

Sınav Kaygısının Nedenleri Nelerdir?
Kötü çalışma alışkanlıkları
Yüksek beklenti düzeyi
Mükemmeliyetçi yaklaşım
Görev ve sorumlulukları erteleme
Başarısız olma ve değerlendirilme korkusu vs.
Sınav Kaygısının Fiziksel Belirtileri