Berika | Konular

Berika

İnsana dair

Engelliler ve Spor Hakkında Bilgi

Engelli insanlar için dünyada ciddi anlamda sportif çalışmaların başlangıcı 1 Şubat 1945 olarak kabul edilir. O tarihte İngilterede Londraya 70 kilometre mesafedeki Aylesbury kentinde Stoke Mandeville Rehabilitasyon Merkezinde Dr.Ludwig Guttmann tarafından II.Dünya Savaşında şarapnel parçaları ile çeşitli şekillerde yaralanmış parapleji hastalarının rehabilitasyonu için spor kullanılmaya başlanmıştır. Dr.Guttmann ilk olarak okçuluk, bowling , bilardo ve masa tenisini kullanmaya başlamıştır.

Daha sonra bu olayı takım sporlarına taşıyan Dr.Guttmann tekerlekli sandalye ile önce polo, sonra da basketbol oyunlarını kullanmaya başladı.Kısa bir süre sonra diğer spor dalları eskrim, cirit, gülle, tekerlekli sandalye yarışı, tekerlekli sandalye ile slalom yarışı ve halter spor dalları olaya katılmıştır. Dr.Guttmann 28 Temmuz 1948 tarihinde I.Stoke Mandeville Özürlüler Oyunlarını düzenlemiştir.Bu oyunlara savaş gazisi 16 kişi katılmıştır.1949da düzenlediği ikinci oyunların ödül dağıtımı sırasında Dr.Guttmann “Özürlülerin spor etkinliklerinin İngiltere sınırlarının dışına çıkartılıp, uluslararası düzeye getirilmesini” önermiştir. O dönemde çok ilgi görmeyen bu öneriden üç yıl sonra 1952de Hollandadan küçük bir özürlü sporcu kafilesi gelmiş ve ilk uluslar arası ilişki gerçekleşmiştir.

Egzersiz Nedir?

Fiziki aktivite, iskelet kaslarının kasılması sonucunda üretilen, bazal düzeyin üzerinde enerji harcamayı gerektiren bedensel hareketlerdir. Egzersiz, fizik aktivitenin alt sınıfı olarak kabul edilir. Planlı yapılandırılmış, istemli, fiziksel uygunluğun bir ya da bir kaç unsurunu geliştirmeyi amaçlayan sürekli aktivitelerdir.

Egzersizin amacı oksijen dağılımını ve metabolik süreçleri yoluna koymak, kuvveti, dayanıklılığı geliştirmek, vücut yağını azaltmak, kas-eklem hareketlerini iyileştirmektir. Bütün bu yararlar iyi bir sağlık için gereklidir ve herkes günlük yaşamına rutin bir egzersiz programı katmalıdır. egzersiz için genç-yaşlı ayırımı yoktur, bununla birlikte yorucu egzersizin riskleri vardır. Haftada 3 kez, 20 dakika ve yukarısı bir egzersiz yeterlidir. Haftada 5 kere ya da daha fazla seanslar için 15-25 dakikalık süreler üst düzey yarar sağlar.

Yorucu bir egzersizden en az 3 saat önce yemek yenmelidir, sıvı egzersiz öncesi (1 bardak), egzersiz esnasında ve sonrasında alınabilir.

Hemen Bugün Spor Yapmaya Başlayabilirsiniz!

Yaza kilolarınızla girmek istemezsiniz, değil mi? Öyleyse tembelliği bırakın ve hemen önerilerimizi uygulamaya başlayın!

Birinci Gün
Bacaklarınızı omuz hizasında açın. Ellerinizi kalçalarınıza koyun, dizlerinizi bacaklarınız yere paralel olacak şekilde kırın ve sonra tekrar doğrulun. Hareketi 12 kez olmak üzere iki set tekrarlayın.

Ellerinizi kalçalarınıza koyun. Bacaklarınızdan biri ile mümkün olan en büyük adımı atın. Öndeki diziniz kırık, arkadaki gergin olsun. Birkaç saniye bekleyin ve sonra bacağınızı diğerinin yanına çekin. Hareketi 12 kez olmak üzere iki set tekrarlayın. Parmak uçlarınızın üzerinde mümkün oldukça yükselin. Hareketi 15 kez olmak üzere iki set tekrarlayın. Sırtüstü uzanın... Ellerinize birer ağırlık alarak kol kaslarınızı çalıştırın. Hareketi 12 kez olmak üzere iki set tekrarlayın. Aynı hareketi bu kez ayakta yapın. Bacaklarınızı omuz hizasında açın, ağırlıkları elinize alın ve kollarınızı dirseklerden kırıp, ağırlıkları omuzlarınıza değdirin. Hareketi 12 kez olmak üzere iki set tekrarlayın. Ağırlıkları elinizde tutarak dirseklerinizi kırmadan, kollarınızı iki yana açarak kaldırıp indirin. Hareketi 12 kez olmak üzere iki set tekrarlayın. Sırtüstü uzanın. Ellerinizi başınızın altına alın, dizlerinizi kırarak yavaşça mekik çekin. Hareketi 15 kez olmak üzere üç set tekrarlayın.

Yaza girerken diyette yapılan 10 hata

Havalar iyice ısındı, diyet mevsimi geldi. Her yaz başında sıkı bir diyet programına başlıyor, ancak bir türlü sonunu getiremiyor ya da verdiğiniz kiloları kısa sürede alıyorsanız, bir yerlerde yanlış yapıyorsunuz demektir.

Dikkat ediyorsunuz, hatta sıkı diyete başlıyorsunuz ancak sonuç olumsuz!

Peki bu aşamada ne yapacaksınız, ideal kilonuza nasıl döneceksiniz? İşte diyette yapılan 10 yanlış ve çözüm yolları:

1. Amacınızın yaşama şeklinizi değiştirmek değil sadece zayıflamak olması:

Kilo vermede başarılı olmanın tek yolu, bunu, hayat tarzınızda yapacağınız bir değişiklik olarak görmektir. Diyete başlarken 'Ben yaşam şeklimi değiştiriyorum ve bundan sonra yediklerime dikkat edeceğim.' mantığıyla yaklaşırsanız kilo vermede ve verdikten sonra korumada başarı sağlamış olursunuz. Kısa dönem boyunca aç kalmayı diyet olarak algılayanların elde edeceği tek şey, tez zamanda diyeti bırakmak olacaktır. Bu sebeple sağlıklı ve dengeli bir beslenme programını yaşam şekli olarak benimsemeniz gerekir.

Spor Yaralanmalarına Dikkat!

Spor ya da egzersiz yaparken vücudunuzdaki yumuşak dokulara zarar verebilirsiniz. Günlük hayatımızda yaptığımız bazı basit hareketler bile bağ dokuları, kas ve tendonlara zarar verebiliyor. En yaygın görülen yumuşak doku yaralanmaları ise; burkulma, adale ve tendon zorlanmaları, ezilmeler, tendinit, bursit ve stres sakatlanmaları... Memorial Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Burhan Uslu, “bağ ve adale zorlanmaları” hakkında bilgi verdi.

Burkulmalar

Vücudumuzdaki eklemler, bağlar tarafından desteklenir. Burkulma, bir bağın gerilmesi veya yırtılmasıdır.

Evde Zayıflatan Egzersizler...

Spor salonlarına verecek paranız yoksa üzülmeyin. Evde yapabileceğiniz etkili egzersizler sayesinde kilolarınızla vedalaşabilirsiniz.
Uygun bir diyet eşliğinde egzersiz, kilo vermenize yardımcı olacaktır. Ehow'da yer alan bilgilere göre, işte evde yapabileceğiniz en yaygın ve popüler egzersizler şöyle:

Aralıklı idman: Bu egzersizde, belirli bir zaman için çok sıkı çalışıyorsunuz, sonra belirli bir süre ise yavaş tempoda yürüyorsunuz. Örneğin, merdivenleri uçarak çıkıyorsunuz (hızlı bölüm), sonra aşağıya doğru yürüyorsunuz (yavaş bölüm). Bir başka örnek ise, bir dakika için koşu bandı üzerinde koşuyorsunuz ya da tempolu yürüyorsunuz; sonrasında ise bir dakika daha yavaş tempoda yürüyorsunuz. Toplam 20 dakika sırasıyla hızlı ve yavaş uyumunu ayarlıyorsunuz. Bu sadece yarım saat hızlı tempoda koşmanızdan daha fazla fayda sağlayacak.

Bahar yorgunluğu

Mevsim dönümlerinde kendini yorgun hisseden, yataktan bir türlü kalkmak istemeyen, elini kaldıracak gücü olmayanlardan mısınız? Yoksa bahar geldi diye içi içine sığmayanlardan mı?

Her mevsim kendine özgü, sık görülen hastalıkları beraberinde getiriyor. Örneğin kışın üst solunum yolu enfeksiyonları, yaz aylarında bağırsak enfeksiyonları daha sık görülüyor. İlk baharsa havaların ısınmaya başlaması ve doğanın u yanışıyla beraber, birçok insanın kendini daha iyi hissettiği bir dönem. Bunun yanında azımsanmayacak bir grup da mevsim başında halsizlik yorgunluk ve isteksizlik hissedebilir. Bahar yorgunluğu, halk arasında sık kullanılan bir terim olup iklim değişikliğinin vücutta yarattığı yorgunluk hissi olarak tanımlanabilir. Aslında birçok nedeninin bir araya gelerek yarattığı bir tablodur. Amerikan Hastanesi Dahiliye Bölümü’nden Dr. Bülent Yardımcı, yorgunluk hissinin yanında uyku düzensizliği, iştah azalması, kas krampları, eklem ağrıları ve kadınlarda adet düzensizliği gibi belirtilerin de olabileceğini belirtiyor.

Yeni diyet trendi: Doyana kadar ye

Amerika'dan gelen yeni bir diyet trendi, diyete olan bakış açısını değiştiriyor. Amaç; yemeyi sevmek, tadını çıkarmak ve doyana kadar yemek!

Diyet yaparken sürekli midenizin zil çalmasından şikayetçiyseniz, imdadınıza Amerika'dan gelen yeni bir diyet trendi yetişiyor: Volumetrik Diyet! ''Hacim Diyeti'' olarak da adlandırabileceğimiz bu diyet trendi, yeni bir çığır açıyor. Çünkü temeli, ''doyana kadar ye'' prensibine dayanıyor.

Nesnelerin hacmini ölçmeye yarayan bir birim olan ''volumetri''den adını alan diyet yöntemi, besinleri kalori değerlerine göre değil, hacim değerlerine göre sınıflandırıyor. Bir örnek vermek gerekirse: 15 tane üzüm, tartıda 100 gram geliyor ve kalorisi de 70 civarında. 15 tane kurutulmuş üzüm ise en fazla 20 gram ve onun da kalorisi 70 civarında. Peki, 100 gram üzümle mi doyarsınız, yoksa 20 gram kuru üzümle mi? Her ikisinin de kalorisi aynı ise, daha hacimli olan taze üzüme uzanmaz mı şimdi eliniz? Bu soruya ''evet'' deme ihtimaliniz çok yüksek. Zaten araştırmalar da bunu gösteriyor.

Tansiyonunuz için meşrubat içmeyin

Bir araştırmaya göre, günde sadece bir bardak daha az şekerli içecek tüketerek tansiyonu düşürmek mümkün.

ABD'de, sonuçları tıp dergisi Circulation'da yayınlanan ve Louisiana eyalet üniversitesine bağlı New Orleans Sağlık Bilimleri Merkezi tarafından yapılan araştırmada, günde sadece bir bardak daha az şekerli içecek tüketerek bile insanların tansiyonlarını düşürebilecekleri belirlendi.

Araştırmanın başında yer alan halk sağlığı Doçenti Liwei Chen, şekersiz içecek tüketimi veya kafein alımı ile tansiyon rahatsızlığı arasında bir bağlantı bulamadıklarını belirterek, insanların sıkça şüphelendiği kafeinin değil, aslında şekerin yüksek tansiyona yol açabilen bir besin kaynağı olabileceğini kaydetti.

Bakımlı ayaklarla sağlıklı yürüyüşler

Yürüyüşler sağlığınız için çok önemli... Ancak bu yürüyüşlerde ayaklarınızın sağlığına ve bakımına da dikkat etmelisiniz.

Su kabarcıkları: Derinin katmanları arasında sıvı birikmesi sonucu oluşur. Sık rastlanan, genellikle küçük yaralardır. Ayak derisinin basınç ve sürtünmeye maruz kaldığı her yerinde oluşabilir.

Eğer şeker hastalığınız varsa veya ayaklarınızdaki kan dolaşımı zayıfsa, su kabarcığı gibi küçük bir problem bile, enfeksiyonla birleşince ciddi sorunlar oluşturur. Şekere bağlı olarak ayak veya bacaktaki sinirlerin hasar görmesi, enfeksiyonu hissetmenizi engelleyebilir.

Kabarcıkları kontrol edin, kızarıklık veya cerahat olup olmadığına bakın. Kızarıklık olması veya cerahat toplanması, enfeksiyon belirtisidir. Vakit kaybetmeden bir doktora başvurun.

Hızlı kilo vermek yanlış ilaç kullanmak gibi

Beslenme ve Diyet Uzmanı Seda Bahtiyar Tatay hızlı kilo vermenin zararlarını ve diyet yaparken dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı...

Son dönemlerde hızlı kilo verebilmek adı altında yaşananlar bu durumun sağlık üstüne olan etkisini bir kez daha gözler önüne serdi. Hızlı kilo vermenin ve çok düşük kalorili diyetlerin vücutta yarattığı zararların her bakımdan çok yıpratıcı olduğu artık yaygın olarak biliniyor. Kas kaybı ile başlayıp, yağ depolanması, açlık sinyallerinin sürekli hayat kalitesini kötü yönde etkilemesi ,enerji düşüklüğü ve sinirlilik bu zararlardan sadece bir kaçı. Beslenme ve Diyet Uzmanı Seda Bahtiyar Tatay hızlı kilo vermenin zararlarını ve diyet yaparken dikkat edilmesi gerekenleri yazdı.

Hamburger ile astımın bağlantısı var mı?

Gelişmiş ülkelerde haftada 3 ya da daha fazla hamburger yiyen çocukların astıma yakalanma riskinin daha fazla olduğu bildirildi.

Almanya'nın Ulm Üniversitesi'nden Gabriele Nagel ve ekibinin yaptığı araştırma, haftada 3 ya da daha fazla hamburger yiyen çocukların astıma yakalanma riskinin daha fazla olduğunu, meyve, sebze ve balık ağırlıklı beslenmenin ise astımdan koruyabildiğini gösterdi.

Nagel ve ekibi, 20 ülkeden 8-12 yaşındaki 50 bin çocuğu kapsayan verileri inceledi. Bu çocuklardan yaklaşık 30 binine alerji testi yapıldığı görüldü.

Beslenme biçiminin polen gibi yaygın alerji yapıcılara duyarlıkla bağlantılı olmayabileceğini, ancak astım veya hırıltılı solunuma yakalanma sıklığını etkileyebileceğini belirten bilim adamları, meyve, sebze ağırlıklı beslenmenin gelişmiş ülkelerde olduğu gibi gelişmemiş ülkelerde de astım ve hırıltılı solunum oranının azlığıyla ilişkili olduğunu vurguladı.

Yorgunlukla nasıl başa çıkılır?

Genel güçsüzlük, çabuk yorulma ve konsantrasyon zorluğu olarak ifade edilen yorgunluk sık görülüyor ve iş performansını, aile yaşamını, sosyal ilişkileri olumsuz etkiliyor.

Amerikan Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sunay Sandıkçı'ya göre, yorgunluğun en sık nedenleri aşırı egzersiz, uyku bozukluğu, beslenme yetersizliği, kondüsyon eksikliği, üst solunum yolu enfeksiyonları, kansızlık, tiroid hastalıkları (tiroidin az veya çok çalışması) akciğer hastalıkları, ilaçlar, viral hastalıklar, kanser ve depresyon.

Özellikle sakinleştiriciler, depresyon, allerji ve tansiyon ilaçları, kas gevşeticiler ve pek çok antibiyotiğin de yorgunluğa neden olabileceğini belirten Prof. Sandıkçı, bu durumun altı aydan uzun sürmesi halinde kronik yorgunluktan bahsedildiğini söylüyor ve şöyle devam ediyor:

Bel ve boyun fıtığında yeni yöntem

Amerika'dan getirilen cihaz sayesinde, bel ve boyun fıtığı tedavisinde etkili sonuçlar elde ediliyor.

Özel Romatem Fizik ve Rehabilitasyon Hastanesi Genel Koordinatörü Dr. Köksal Holoğlu, sadece Romatem Hastanelerinde uygulanan bu tedavi yönteminde, bel ve boyun fıtığı ile kemik eğriliklerinin tedavisinin yapıldığını söyledi.

''Vertetrac ve Cervico 2000'' cihazının, hasta tedavilerinde yüzde 75'lik başarı sağladığını belirten Dr. Holoğlu, ''Mekanik sistemde çalışan cihazın İzmit ve İstanbul'daki uygulamasında yüzde 75 oranında başarılı sonuçlar elde edilmiştir. 15 gün içinde hasta kabulüne başlayacağımız Samsun'daki hastanemizde de bu sistemle tedavilerimizi yürüteceğiz'' dedi.

Tedavide hastanın yatmasına ihtiyaç duyulmadığını da vurgulayan Dr. Holoğlu, şunları kaydetti:

Ağırlık kaldırmak testosteron hormonunu arttırıyor

Hayatın aslında her gün süren bir ölüm-kalım mücadelesi olduğunu hiç düşündünüz mü? Siz fark etmeseniz de her geçen gün kas kütleniz, saç telleriniz, hafıza kapasiteniz hatta cinsel isteğiniz azalır. Bedeniniz gözle fark edilmeyecek bir şekilde ağır ağır yaşlanır. Bu süreçteki en karmaşık durumlardan biri de testosteronun-yani kasların büyümesini ve yağ kaybını tetikleyen, sizi güçlendiren, daha agresif ve rekabetçi kalmanızı sağlayarak libido patlamalarına sebep olan yegane hormonunuzun-üretiminin yavaşlamasıdır.

MUSCLE&FITNESS dergisinde yayınlanan habere göre testosteron hormonunu ile ilgili yapılan araştırmalar da yaşla beraber testosteron seviyesinin düşmesinin gayet doğal olduğu belirtildi. Buradaki iyi haber ise, eğer yeteri kadar ter dökerseniz kaybettiğiniz testosteronları geri kazanmanın mümkün olmasıdır. Bilimsel olarak ele alındığında; testosteron hormonu, bilindiği gibi kasların gelişmesi üzerinde önemli bir role sahiptir. Testosteron kas hücrelerine ulaşır ve burada kendisini androjen reseptörlerine bağlar. Sonra birbirine bağlı bu testosteronlar hücrenin çekirdeğine girer ve kas büyüten genleri harekete geçirir. Connecticut Storrs Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre antreman sırasındaki testosteron artışının kaslardaki androjen reseptörü seviyelerini anında yükselterek erkeklik hormonunu arttırdığı belirlendi.